Bugünkü yazımda size uzun bir zaman önce izlediğim ve bende çok hoş bir etki bırakan bir diziden bahsetmek istiyorum. Ne yazık ki dizi iptal edildi. Ama ben tekrar tekrar izlemekten sıkılmıyorum. İşin güzel yanı bu isimle bir de film var. Önce film daha sonrada dizi çıktı zaten. DİKKAT! SPOILER İÇERİR!
Öncelikle filminden başlamak istiyorum. Film aslında çok eski bir film. 1999 yılında çıkmış. Filmi ilk izlediğimde 4. veya 5. sınıfa gidiyordum. Aslında böyle şeyleri izlemek için küçüktüm. İçinde çok fazla öpüşme vardı :D Neyse. Ama bende öyle bir etki bırakmış ki geçenlerde tekrar izledim. Dediğim gibi tekrar tekrar izlemeyi sevdiğim bir film ki ben tekrar tekrar aynı şeyleri izlemeyi sevmeyen bir insanım. Ayrıca öğrendiğim bir bilgiye göre film William Shekspeare'in bir eserinden uyarlanmış. Filmin konusunu kısaca anlatacak olursak eğer şöyle özetlenebilir; iki kız kardeş var. Biri erkeklerle çıkmaya bayılıyor (Bianca). Öbürü nefret ediyor (Kat). Babaları da bu durumu biliyor ve şöyle bir kural koyuyor. ''Ya ikinizde birileriyle çıkarsınız yada kimse kimseyle çıkmayacak.'' Bence çok zekice. Bianca'ya aşık olan Joey de Kat'i tavlaması için Patrick'e para verir. Olaylar böyle başlar. (Patrick kötü çocuktur zaten.) Zaman geçtikçe Kat Patrick'e, Patrick Kat'e aşık olur. Sonra tabi ki -her filmde olduğu gibi- Patrick'in para aldığı ortaya çıkar. Kat daha öncede böyle bir şey yaşadığı için erkeklerden uzak duruyordur zaten. Bu olay da üstüne eklenince iyice ondan nefret eder. En sonunda Patrick Kat'e harika ötesi bir gitar alır ve özür diler. Barışırlar ve mutlu son. Not: Böyle şeyler gerçek hayatta olmaz boşu boşuna heveslenmeyin derim.
Bu arada filmin sonunda Kat harika bir şiir okuyor. Ben bayılmıştım bu şiire. İngilizcesini ve türkçesini buldum. Çeviri yanlış olabilir diye önce ingilizcesini sonra da türkçesini sizlerle paylaşacağım.
I hate the way you talk to me,
And the way you cut your hair.
I hate the way you drive my car,
I hate it when you stare.
I hate your big dumb combat boots
And the way you read my mind.
I hate you so much it makes me sick,
It even makes me rhyme.
I hate the way you're always right,
I hate it when you lie.
I hate it when you make me laugh,
Even worse when you make me cry.
I hate it when you're not around,
And the fact that you didn't call.
But mostly I hate the way I don't hate you,
Not even close,
Not even a little bit,
Not even at all.
Şimdide türkçesini yazayım. Bence bu çeviri yanlıştır ama yinede sizinle paylaşmak istedim. Ben kendi çevirimle bu çeviriyi karşılaştırdığımda çevirenin roman yazdığını düşünüyorum açıkçası.
Ağzının sıkı olmamasından nefret ediyorum.
Umursamaz görünen dışı seni içi beni yakan tavırlarından nefret ediyorum.
Hırsların yüzünden gözünün kararmasından nefret ediyorum.
Kindarlığından nefret ediyorum.
Haksızlara tahammül edemeyip yaptığın haksızlıkları görememenden nefret ediyorum.
Bir ömrü benle geçirmeyi düşünecek kadar beni sevip hep az seviyormuş ayağına çevrendekilerin yanında yatışından nefret ediyorum.
Her gün benimle görüşmek için beni arayacak kadar tutkuyla bana bağlı olup bütün zamanımı sana ayıramam triplerinden nefret ediyorum.
Gayet duygusal, gayet romantik, gayet süpriz böcüğü olup öküzün kralı gibi kendini göstermeye çalışma çabandan nefret ediyorum.
Seni ne kadar çok sevdiğimden hep şüphe duymandan nefret ediyorum.
Beni neden bu kadar çok seviyorsun, diğerlerinden ne farkım var ki sorularından nefret ediyorum.
Bazen tam bir mankafa olmandan, bir şeyin doğrusu sana anlatabilmek için yırtınmamdan nefret ediyorum.
Senin yüzünden kimseyi doğru düzgün sevemememden nefret ediyorum.
Sensiz kendimi eksik hissetmemden nefret ediyorum.
Ama en çok tüm eksiklerine, tüm güzelliklerinle her bir şeyine ayrı ayrı hasta olmamdan; sana tapmamdan; seni deliler gibi çok sevmemden; hayatımın aşkı olduğunu bilmemden nefret ediyorum!
Zaten Kat bunları söylerken ağlıyordu. Bende çok duygulanmıştım. Yani bunları da okuduktan sonra izleyin yaa.
Diziye dönersek eğer,
Babalarının kuralı hala aynı. Fakat dizide kimse Patrick'e para vermiyor. Çocuk aşık oluyor Kat'e. Bianca da babasının onayladığı bir çocukla birlikte oluyor zaten. Sonra o çocuk modellik için bir yarışmaya katılıyor ve orada kızlar onu zorla öpüyorlar. Neyse. Sezon finalinde en sonunda Kat ile Patrick'in araları düzeliyor. Hatta en sonunda işi pişiriyorlar. Tam da bu olayın üstüne babası çat diye Kat'in odasına giriyor. Zaten bölüm de böyle bitti. Yani bu kadar kötü olunmaz ki. Ayıp ya. Bi sezon daha çeksen ölür müsün sayın ABC Family?
Sonuç olarak bu diziye puanım 10 üzerinden 10. Mutlaka izleyin derim. Zaten bir sezon.
Umarım beğendiğiniz bir yazı olmuştur. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere! :)
0 yorum :
Yorum Gönder