17 Şubat 2015 Salı

Özgecan'ımız İçin

Posted by Unknown on 12:33 with No comments
Ailecek oturduğumuz bir akşam. Dedemlerde bizde. Dışarda gün içinde kendini gösteren, içimi az da olsa ısıtan güneşten eser yok. Hava soğuk, puslu,zifiri. Gerekli ya da gereksiz birkaç sohbet dönüyor aramızda. Bazılarını umursuyorum. Bazılarıysa umrumda değil. Kendimi yalnız hissediyorum o kalabalığın arasında. Televizyon açık. Haberler var. Her haber sonrası birisi bir şey söylüyor. Sanırım herkesin inandığı saplantılı bir düşüncesi olsa gerek. Yada bu sadece bir şeyler söyleme ihtiyacıdır, ben biliyorum egosudur. Umursamıyorum.

Birkaç haber sonra haber spikeri canice işlenen bir cinayetten bahsediyor. Özge(CAN)'dan... Ne olduğunu anlamak için hepimiz pür dikkat izliyoruz haberi, kılımız kıpırdamadan. İlerleyen her karede, söylenen her şeyde tüylerim diken diken oluyor. Midemde tarif edemediğim, daha önce hiç yaşamadığım bir bulantı... İçimde derin bir hüzün. Gözlerim doluyor, dişlerimi sıkıyorum. Kusacak gibi hissediyorum kendimi, insanlığa olan tüm nefretimi kusacak gibi.

Daha gencecik, güzel mi güzel bir kadın, Özge(CAN)... Canımız... Arkadaşıyla bir şeyler yemek için AVM'ye gitmiş. Yemekten sonra belki birer kahve, keyifli bir sohbet. Hava kararmaya yakın eve dönmek üzere yola çıkıyorlar. Sonrası... Sonrası acı... Sonrası korku... Sonrası canilik... Arkadaşı indikten sonra dolmuşta sadece o ve şoför... Dolmuşun güzergahı birden değişiyor, ilk başta fark etmiyor Canımız. Fark edince de içini kaplayan derin bir korku, zifiri bir karanlık. Anlaması, anlamaya çalışması bir korkunç. Ürkütücü her şey. Bağırıp çağırıyor adama. Ama adam kararlı. Canilik, cahillik ya da her ne ise kör etmiş vicdanını.

Issız bir yere çekiyor, Mersin'in gözlerden uzak bir mevkisine. Niyeti tecavüz. Canımız korkuyor korkmasına da bir o kadar da cesaretli. Biber gazı sıkıyor, tırnaklarını adamın yüzüne geçirip çığlık atıyor. Tıpkı devlet büyüklerinin ona söylediği gibi. Duymuyor kimse, herkes sağır o an, herkes kör. Devlet büyüklerinden tutun da çevresindeki herkesin ona söylediği gibi koruyor iffetini, koruyor da canilik işte. Önce bıçaklıyor, sonra da levyeyle vurarak öldürüyor Canımızı. Yakıyor yüreğimizi... Yetmiyor bileklerini de kesiyor cani! DNA örneği kalmasın diye, yakalanıp da hapse girmesin diye, vicdanıyla baş başa kalacağı o anı, vicdanının yavaş yavaş onu öldüreceği o anı düşünmeden... Sonrası... Sonrası acı işte. Artık yazmak istemiyorum ne olup bittiğini.

Haber sona eriyor. Dedem de bir saçmalık almış başını gitmiş. ''Bir genç kızın o saatte dışarıda ne işi varmış? Neden kimsenin olmadığı bir dolmuşa binmiş? O saatte dışarı çıkarsa başına geleceği buymuş.''

Git gide canileşmeye başladık. Modernliğin bize getirdiği şey bu oldu, canilik. Uzaklaştık insanlardan. Komşularımızdan, arkadaşlarımızdan... Sadece bu da değil. Düşüncelerimiz canileşti, fikirlerimiz canileşti. Bir KADIN olarak evden çıkamaz olduk. İçimizi kaplayan sürekli bir korku. Sürekli bir dayatma. Hamileyken kadın dışarı çıkmamalı dediler bize. Kadın sokak ortasında kahkaha atmayacak denildi. Dar kıyafetler tahrik ediyor, tecavüze önayak olunuyor da dendi. Sokak ortasında dövüldük, bıçaklandık, apaçık tacize uğradık. Herkes sustu. Damacanaya, köpeğe tecavüz eden bir zihniyete ve ''Kızın ruh sağlığı bozulmadı.'' diye cezai indirime giden bir yargıya sahibiz. Kadın cinayetleri aldı başını gitti. Sadece lafta önemseniyor, popülariteye uygun her şey.

Düşünüyorum da belki, bazı şeylerin önüne geçebilirdik. İnsanlığımızı koruyabilirdik. Belki kadın cinayetlerinin ardı arkası kesilmediği zaman sesimizi böyle gür çıkarsaydık, sokaklara dökülseydik Canımız bu kadar yanmazdı. Artık ne düşüneceğimi bilmiyorum. İşin başka bir acıklı yanı da bu olay karşısında dedem gibi insanların düşünceleri... Ne midem kaldırıyor ne de aklım alıyor. Nasıl oldu da bu hale geldik? Nasıl oldu da insanlığımızı bu derece kaybettik? Artık kadın ve erkeğin eşit olduğuna da inanmıyorum. Ben hiçbir erkeğin tecavüze uğrayıp, bir dere kenarına atıldığını duymadım. Siz duydunuz mu?

Söylenmesi gereken, değinilmesi gereken her şeye  değinildi. Umarım gereken ceza verilir, gerektiği şekilde. Adalet sadece mağdur kişinin elinde tecelli olur.
Aklınızdan geçenle aklımdakiler aynı.

KENDİME NOT: ASLA OTOBÜSE SON KALAN YOLCU OLMA!


Ben anlattım, undergroundmelodia yazdı. Çok teşekkürler.


0 yorum :

Yorum Gönder