1 Mart 2015 Pazar

Kitap Yorumu: 1984

Posted by Unknown on 19:23 with No comments
Daha önceki yazılarımda bahsettiğim bir kitap olan 1984 hakkında olacak bu yazım. Eğer kitabı hala okumadıysanız kesinlikle tavsiye ediyorum okuyun. Yazıda spoiler olacağını da söylemek istiyorum. Yani çok fazla şey öğrenmek istemiyorsanız yazıyı okumanızı tavsiye etmem. Aslında kitabı Kasım'ın on dördünde bitirdim ama yazıları planlayarak yazdığım için birazcık geç oldu.


Daha öncede söylediğim gibi kitabı Tüyap Kitap Fuarı'ndan 20 TL'ye almıştım. 
Kitap 1948 yılında yazılmış bir kitap olmakla birlikte şu anda bile hala okunan bir kitap olduğunu da söylediğimi sanıyorum. Ben iki günde kitabı okudum, bitirdim. Kesinlikle çok fazla içine çeken bir çevirisi var. Bu çeviri için de Celal Üster'e teşekkür ediyorum. 
Kitabımız 1984 yılında geçiyor. (En azından o yıllarda olduğunu tahmin ediyor baş karakter Winston.)
Dünya üç büyükler halinde ayrılmış durumda. Okyanusya, Avrasya, Doğuasya. Kitap Okyanusya'da geçiyor. Tam olarak nereleri kapsadığını şu anda hatırlayamıyorum ama bayağı büyük olduğunu söylemeliyim. Ve Londra'da geçtiğini hikayenin...
Benim bu kitapla ilgili en çok ilgimi çeken iki şeyin ilki;


Yani diyor ki ''Büyük Birader seni izliyor.'' Kitabın her karesine işlenmiş olan bu düşünce (hele de benim gibi biraz takıntılarınız varsa) bazen içinize korku düşürebiliyor. Bu Büyük Birader yani Parti Okyanusya'nın ulu lideri. Kendisi şu üç harika (!) cümleyle Okyanusya'nın hakimiyetini kuruyor; (Not: Aslında böyle biri yok, yani sanırım.) 


Ne demiş; ''Savaş barıştır. Özgürlük köleliktir. Cahillik güçtür.'' 
Tabi ki bu dizeleri de kitabın her satırında hissediyorsunuz. 
Okuduğum bazı yazılarda bu kitapta geçenlerin gerçek olduğunu söyleyenler var. (Aramızda kalsın Big Brother'ı Obama ile bir tutuyorlar galiba.) 
Neyse ben kendi yorumuma ve kitabın kısa özetine gelirsem;
Winston kendi içinde Parti'ye karşı gelmektedir. Fakat bu çok tehlikelidir çünkü televizyonlar daha doğrusu tele-ekranlar tarafından herkes (Parti üyeleri) denetlenmektedir. Yani bir televizyon sadece verici değil aynı zamanda alıcıdır da. Parti üyeleri sürekli izlenmektedir. Yaptıkları tek bir şeyin bile (bu küçük bir mimik bile olabilir) Parti'ye karşı olduğu düşünülürse buharlaştırılırlar. 
Peki nedir bu buharlaştırma
Yok olursunuz. Bir gece gelirler ve sizi götürürler. Bütün kayıtlardan silinirsiniz. Hiç doğmamış olursunuz. Kimse sizi hatırlamaz. Yenisöylem'e göre yokkişi olursunuz. 
Şimdi Yenisöylemi de açıklamak istedim ama bu şekilde bu liste uzayıp gider. Dolayısıyla bu konuya girmeden ilgimi çeken başka bir şeye geçmek istiyorum.


Yani diyor ki; Geçmişi kontrol eden, geleceği de kontrol eder. Günümüzü kontrol eden, geçmişi kontrol eder.
Düzene koyarsak; İktidardaki kişi(ler) geçmişi kontrol ederler, dolayısıyla geleceği de kontrol ederler. Ve daima başta kalırlar. İktidar (Parti) ölümsüzdür.
Bence en mantıklı şeylerden bir tanesi bu kitaptaki. Sonuçta bir disütopya. Bazı şeylerin şu anda gerçekleştiği söyleniyor. Bence gerçekleşen tek şey bu. Geçmişin değiştirilmesi. Belki kitaptaki gibi her dakika güncellenip, değiştirilmiyor olabilir ama ben kesinlikle geçmişle ilgili bilgilerde oynanma olduğuna inanıyorum. Tabi ki bu benim şahsi düşüncem. 

Bu geçmiş değiştirmeyi de örneklendirmek istiyorum; 
(Tamamen saçma bir örnek olacak ama anlaşılması için yazıyorum.)
15 Nisan 2012- 2 yıl sonra üretimin %15 artacağı ve ülkedeki kalkınma oranının artacağı söyleniyor.
15 Nisan 2014- Üretimde düşüş oluyor.
(15 Nisan'ın ilerleyen saatlerinde) 2012'de söylenen cümle bütün kitap, dergi, gazete, film, kayıtlarda bulunuyor. Siliniyor. Yerine üretimde düşüş olacağını fakat bunun ülkeye bir etkisi olmayacağı yazılıyor.
Sonuç: İktidar'ın dediği doğrulanmış oluyor. Halk, İktidar'a güvenmeye devam ediyor.

Bu arada Parti üyeleri nüfusun sadece %15'ini kapsıyor. Geri kalan %85'i Proleter dediğimiz normal insanlar. En önemli şeyi açıklamayı unuttum. İnsanlardan bütün duygular alınıyor. En azından Parti üyelerinden. Sadece nefret geliştiriliyor. Bu yüzden Proleterler normal insanlar (en azından bana göre.)

Parti üyeleri de içerilerinde İç Parti Üyeleri ve Dış Parti Üyeleri olarak bölünüyorlar. 

Kitap gerçekten çok detaylı düşünülmüş ve kurgulanmış bir karabasan örneği. Ben burada sadece küçük şeylerden bahsedeyim derken bile oradan oraya geçtiğim için zorlanıyorum. 

Kitabın sonunu söyleyip her şeyi mahvetmek istiyorum; Hiçbir şey beklemeyin. Değişen tek şey Winston olacak. Parti yaşamaya devam edecek.

Not: Filmi de çekildi kitabın. Hemde tam 1984 yılında. Okuduktan sonra izleyin derim.

Yazımın sonunda her şeyi çok fazla anlatamamış olsam da umarım küçük bilgiler verip merak duygusu uyandırabilmişimdir. Kısacası; Okuyun!




0 yorum :

Yorum Gönder