20 Temmuz 2015 Pazartesi

Dizi Yorumu: Daredevil 1. Sezon

Posted by Unknown on 02:04 with No comments


Tekrardan merhabalar!
Bugün ki yazımız son dönemde izlemiş olduğum bir başka MARVEL dizisi olan Daredevil ile ilgili olacak başlıktan da anlaşıldığı üzere. DİKKAT! YAZI SPOILER İÇERİR!
Diziyi izlemeye başladığım ilk gün altı bölüm birden izledim. Zaten bu dizi de çok uzun değil, sadece 13 bölüm. 
İlk olarak afişin harikalığından bahsetmek istiyorum; ilk bakışta bana çok itici gelse de zamanla, karakterin büyüsüne kapıldıkça kesinlikle harika bir oyuncu seçimi olduğuna karar kıldım. Netflix bu şekilde diziler çıkarmaya devam etmeli kesinlikle. Ben destekliyorum MARVEL yapımı bütün dizi ve filmleri. Daredevil hakkında hiç bilgi sahibi olmayanlar için en baştan söyleyim, bu da diğerleri gibi çizgi romanlardan ekranlara taşınan bir yapıt. MARVEL'ın oyunlarını oynayanların mutlaka gözünün aşina olduğu, isminin tanıdık geldiği bir kahramandır Daredevil. Tabiki oyunlarda kırmızı kostümü ile gördüğümüz için bu şekilde görünce tanımak biraz zor olmuş olabilir. 
 Ana karakterimiz Matthew Murdock. Kendisi 9 yaşında geçirdiği bir kaza dolayısıyla gözleriyle görme yetisini kaybediyor fakat diğer bütün duyularında hassaslaşma başlıyor. Daha doğrusu diğer duyuları daha fazla gelişiyor. Başka bir insanın kalp atışlarını duyabilir hale geliyor, örnek olarak. Tabiki her kahraman gibi o da bir maske takıyor ve kötü adamlarla savaşıyor. Bir yandan da en yakın arkadaşı ile kurduğu avukatlık bürosunda çalışıyor. Tabiki gündüzleri. Sabah iş adamı geceleri kahraman olmak onların kaderi. Bu yüzden uykusuzluk problemi bütün gizli kahramanlarda görülür. İşin şakası bir yana son dönemde izlediğim en harika dizilerden biri olmuş. Birkaç sitede diziyle ilgili olumsuz yorumlar okudum. Bu kahramanlık olayını gözümüze fazla soktuklarını düşünüyorlamış. Ben öyle düşünmediğimden midir bilmem ama gerçekten güzel bir dizi olduğu kanısındayım.
Dizinin bir bölümü 55-60 dakika arası. Yani alıştığımız yabancı dizilere göre daha uzun fakat Türk dizilerine göre daha kısa. 13 bölüm veya daha az bölüm sayısı olan diziler genellikle bu şekilde dizi süresini uzatarak aradaki açığı kapatıyorlar bana göre.
İlk birkaç bölümde kötü adamımızın kim olduğunu göremiyoruz pek. Adı bile gizleniyor herkesten. Matthew ise onun adını öğrenmek için geceleri kötüleri avlıyor. Her bölümde aksiyon sahnesi var dolayısıyla. Ve emin olun çok gerçekçi aksiyon sahneleri. Bir sürü kemik ve çok fazla kan var. Bazı sahnelere bakmadan geçtim diyeyim ben kısaca. Ayrıca dizide beklenmedik ölümler olduğunu da söyleyeyim.
Kısaca diğer karakterlerden bahsedecek olursak;
Foggy, Matthew'un en yakın arkadaşı. Sezonun sonlarına kadar onun geceleri neler yaptığını bilmiyor. Öğrendiğinde araları açılıyor. Bir süre devam eden bu soğukluk daha sonra normale dönüyor.
Karen, Foggy ve Matthew'un ilk müvekkilleri. Matthew Karen'ı ölümden kurtardıktan sonra, Karen bunları avukatlarına borçlu olduğunu düşünerek onların yanında çalışmaya başlıyor. Daha sonra işler karmaşıklaşıyor tabiki.
Claire, Matthew'in hayatını kurtaran kadın. Tabiki Matthew ile aralarında duygusal bir ilişki gelişiyor fakat çok uzun sürmeyerek beni hayal kırıklığına uğratıyor bu ilişki.
Son olarak Wilson Fisk, bizim ana kötü karakterimiz. Dizi boyunca Matthew onun peşinde aslında. Wilson Fisk çocukluğunda tramavtik bir olay yaşamış ve babasını öldürmüştür. Dizide bu karakter o kadar harika yansıtılmış ki, bazen kendinizi ona üzülürken buluyorsunuz.
Ayrıca dizinin her kısmında sürekli geçmişten kesitler göstermesi çok hoş bir durum. Bu konuda Arrow ile yarışır bile diyebilirim.
MARVEL dizinin ilk sezonunun Avengers: Age of Ultron'dan önce izlenmesi gerektiğini söylemiş. Tam olarak nedenini anlayamasam da dizide Avengers'ın ilk filminden izlerle karşılaşıyorsunuz. Bir nevi devamı gibi. Belki 2. sezonda Ultron ile ilgili şeyler olur, kim bilir?
Kısacası ben çok beğendim. Netflix ve MARVEL daha çok iş yapsın bence. İzlemenizi tavsiye ederim.
Umarım beğendiğiniz bir yazı olmuştur. 
En kısa zamanda görüşmek üzere!



0 yorum :

Yorum Gönder